Kronik Kabızlık

Kronik Kabızlık

Nedir, Ne kadar yaygındır?

Konstipasyon yani kabızlık, çocuklarda oldukça sık karşılaşılan bir gastrointestinal sorundur.  Bağırsak hareketlerinde yavaşlama ve/veya dışkının sertleşmesi olarak tanımlanır. Dışkılamada normal ritmin dışında gözlenen azalma, dışkılama esnasında zorlanma-ıkınma ihtiyacı, dışkıyı tamamen boşaltamama ve/veya dışkılarda gözlenen sertleşme olacak şekilde farklı biçimlerde kendini gösterebilir. Tahmin edilenin aksine, her gün dışkılayabilen bir çocuk da kabızlık çekiyor olabilir. Çok büyük ya da küçük dışkılar da kabızlığın habercisidir. Çocuk doktoruna herhangi bir sebeple başvuran çocukların %3’ünün başvuru sebebi kabızlıktır. Birçok farklı nedenden kaynaklanabilir ve takip edilmediği takdirde birçok farklı disfonksiyona sebep olabilmektedir.

  • Aile öyküsünde kabızlık bulunan çocuklarda kabızlık gelişme ihtimali daha yüksektir.
  • Beslenme rutinlerindeki sorunlarda kabızlığa sebep olabilir. Lif yönünden zayıf bir beslenme düzeni, yetersiz sıvı alımı, paketli gıdaların aşırı tüketimi gibi beslenme rutinleri kabızlığı beraberinde getirir.
  • Çeşitli gıdalara karşı hassasiyet gösteren bünyelerde (laktoz, gluten vb.) kabızlık görülebilir.
  • Dışkı tutma davranışı, pelvik taban kaslarının çalışma mekanizmasını bozarak kabızlığa sebep olabilmektedir. Aynı zamanda dışkı tutma alışkanlığı ile bağırsak içerisinde, boşaltım gerçekleştirilmemesinden kaynaklı olarak, dışkı birikmesi de bağırsak içi dışkı transitini zorlaştırır.
  • Çeşitli ilaçların yan etkileri de kabızlığa sebep olabilir.
  • Sorunlu bir tuvalet eğitimi geçmişi, çocuklarda tuvalete karşı bir fobi gelişmesine ya da tuvalet reddine sebep olabilir. Böylece gelişen bir tuvalet tutma alışkanlığı kabızlığa sebep olabilir.
  • Günlük rutinlerde gerçekleşen ani değişimler, seyahatler ve okula başlama gibi farklı durumlar kabızlık yaşama ihtimalini artırmaktadır.
  • Çeşitli sindirim sistemini etkileyen metabolik hastalıklar da kabızlık yaşanma ihtimali yaratabilmektedir.
  • Normal dışkılama sıklığının azalması (haftada 3’ten az olacak şekilde)
  • Dışkıların sert ve kuru olması
  • Bağırsağı tam boşaltamamış olma hissi(tam boşaltamama sebebiyle günde 2’den fazla kaka yapmak)
  • Karında şişlik
  • Zorlanarak dışkılama (ıkınmak, yüzde kızarma, karın ve bacakları kasarak dışkılama)
  • Dışkılarken anüste ağrı hissedilmesi
  • İştahta azalma ve ateş
  • Dışkıda ve anüste kan görülmesi
  • Çamaşırda bulaş şeklinde ya da sıvı dışkı gözlenmesi
  • Hikâye Alımı: Kabızlık gibi birçok değişkenin etki ettiği durumlarda detaylı hikâye alımı çok önemlidir. Detaylı bir danışan hikayesi, aile geçmişinden kabızlığı tetikleyici faktörlere kadar detaylıca alındığı takdirde, kabızlık tespiti ve ciddiyetini tespit etmede büyük önem taşır. Anne babanın gözlemleri de bu fazda oldukça değerlidir.
  • Fizik Muayene: Detaylı bir hikâye alımı sonrası, fizik muayene ile bulgular tekrar değerlendirilebilir. Özellikle bacak ve karın kaslarının, pelvik taban kaslarının değerlendirilmesine öncelik verilir. Yapılan abdomen muayenesinde de bağırsaklarda dışkı hareketliliği hakkında fikir sahibi olunur.
  • Pelvik Taban Kas EMG Ölçümü: Pelvik taban kaslarının fonksiyonelliğini değerlendirmek adına, pelvik taban kaslarına yerleştirilen yüzeyel elektrotların yardımı ile pelvik taban EMG kas ölçümü yapılır. EMG yardımıyla yapılan bu ölçüm, sürecin etkinliğini görmek adına belli aralıklarla tekrarlanmaktadır. Kabızlığı olan çocukların çoğunluğunda pelvik taban kaslarının aşırı çalışarak gevşeme özelliğini yitirdiğini görürüz.
  • Ultrason: Kabızlık görülen çocuklarda sıklıkla gördüğümüz artan rektum çapını değerlendirmek adına ultrason da tanı için kullanılan tetkikler arasında geçmektedir.
  • Kolonoskopi: Bağırsakta şüphelenilen farklı anomalilerin detaylı incelemesi için kolonoskopi de başvurulabilen tetkiklerdendir.
  • Röntgen: Batında herhangi bir tıkanıklığa rastlanıp rastlanmadığını gözlemlemek adına, çok sık başvurulmasa da karın röntgeni de istenebilen tetkikler arasında yer alır.
  • Bağırsak Geçiş Süresi: Bağırsaktaki transit süresini gözlemlemek adına, danışana oral yolla verilen bir kapsül yardımıyla, verilen kapsülün izlediği yol ve hızı röntgende gözlenerek transit çalışma adı verilen tanı yöntemi ile değerlendirilebilir.
  • Beslenme düzenini modifiye etmek, kabızlık takibinde önemli bir yere sahiptir. Yeterli sıvı alımı, lifli gıdalara daha fazla yer verilmesi, intolerans gösterilen gıdalardan kaçınmak kabızlık beraberinde gelen şikayetleri azaltmada önemli rol oynamaktadır. Yalnızca beslenmede değil, günlük alışkanlıklarda birtakım değişikliklere gitmek de semptomları kontrol altına almak için gereklidir. Tuvalet pozisyonu ve tuvalet saatlerine özen göstermek modifiye edilecek günlük alışkanlıkların başında gelir.
  • Kabızlık, sıklıkla yalnızca beslenme alışkanlıklarından kaynaklı görülen bir sorun olarak ele alınabilmektedir. Ancak kabızlık sorunu ile baş eden danışanların çoğunda pelvik taban kaslarında disfonksiyon gözlenmektedir. Bu sebeple uygulama seçenekleri arasında pelvik taban kas rehabilitasyonu oldukça önemli bir yere sahiptir. Dışkılama anında gevşemesi beklenen bu kas grubunun fonksiyonunu yerine getirememesi durumunda kabızlık gözlenebilir. Bu durumun önüne geçmek adına pelvik taban kas grubunun eğitimi kabızlığın kalıcı uygulama seçenekleri arasında çok önemli bir basamaktır.
  • Yukarıdaki seçeneklere yeterli cevap alınamadığı takdirde ilaç kullanımına başvurulabilir.

Öncelikli olarak şubelerimize başvuran her danışanımızdan alanında uzman ve tecrübeli bir ekip tarafından ayrıntılı bir hikâye alımı ve fizik muayene gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda danışanlarımızın pelvik taban kaslarının kuvveti ve işleyiş mekanizmaları pelvik taban fizyoterapistlerimiz tarafından değerlendirilmektedir.

Bunun yanı sıra danışanımızın pelvik taban kasları ile bağlantılı olan core kaslarını, solunum kasları ve postürleri de değerlendirip kişiye özgü pelvik taban kas rehabilitasyonu programımızı hazırlıyoruz.

Pelvik taban fizyoterapistleri tarafından uygulanan ilk seansımızda danışanlarımıza sağlıklı mesane ve bağırsak eğitimi (üroterapi) veriyoruz. Üroterapi seansı içerinde günlük yaşam alışkanlıkları, tuvalet alışkanlıkları, beslenme alışkanlıkları ve de izlenecek olan yol haritası hakkında bilgilendirmeler ve düzenlemeler yer almaktadır. Takiben ikinci seansımız da ise yine pelvik taban fizyoterapistlerimiz tarafından uygulanan pelvik taban kas rehabilitasyonuna başlıyoruz. Uyguladığımız pelvik taban kas rehabilitasyon seanslarında solunum egzersizlerini, manuel terapi yaklaşımlarını, elektroterapi uygulamalarını, biofeedback eşlikli pelvik taban kas eğitimini ve klinik egzersizleri yaklaşımlarından oluşan kombine fizyoterapi yaklaşımlarını kullanıyoruz. Danışanımızın pelvik taban kaslarını fark etmesi ve doğru çalıştırabilmesi için birebir kas eğitimini desteklemek amacıyla teknolojik ekipmanları bu sürece dahil ediyoruz.

Aynı zamanda danışanlardan doldurmalarını beklediğimiz bağırsak günlükleriyle de sürecin seyrini objektif bir şekilde değerlendirmiş oluyoruz.

İlaç kullanımı kısa süreli etkilerine kıyasla, sorunumuzda rehabilitasyonunun etkisiyle kalıcı bir çözüme gitmiş olmayı hedefliyoruz. Zamanında ve gecikmeden aksiyon almanın önemli olduğu bu sürece danışanların da disiplinle devam etmesi büyük önem taşımaktadır.

Sürecin gidişatı, kişinin ihtiyacına yönelik olarak şekillenmekle birlikte danışanın kaç seans alacağı ve seansların ne kadar uzun süreceği danışanın süreçteki cevabı durumuna göre değişmektedir. Rehabilitasyon merkezli programımızın “kişiye özel” olmasına çok önem veriyor o nedenle her danışanımıza özel bir yaklaşım sunuyoruz. Başarı oranlarımızın bu denli yüksek ve kalıcı olmasını da bütüncül yaklaşım anlayışımıza borçluyuz.

Kabızlık takip edilmediği takdirde, pelvik taban kaslarını işleyişini ciddi seviyede bozabilir. Pelvik taban kas fonksiyonlarının bozulmasıyla, kabızlığa ek olarak farklı mekanizmaları da bozarak çeşitli mesane bağırsak ve pelvik taban disfonksiyonları oluşabilir. Kabızlık kaynaklı idrar kaçırma, dışkı kaçırma çocuklarda sıklıkla görülen ikincil problemlere örnek verilebilir.

Bağırsakta uzun süre tutulup, dışarı atılamayan dışkı vücutta enfeksiyon riskini artırmaktadır. Aynı zamanda rektumda biriken dışkı sebebiyle artan rektum çapı da süreci kısır bir döngüye sokmada rol oynamaktadır. İleri dönemde cerrahiye başvurulması bile seçenekler arasında yer alır. Bu sebeplerden ötürü kabızlığa yönelik gecikmeden aksiyon alınmalı ve uzmanlara başvurulmalıdır.

Kabızlık çeken çocuklarda ilaç kullanımına başvurulur mu?

Evet başvurulabilir. Ancak ilaç kullanımı uzun süreli bir çözüm değildir. Bu sebeple, pelvik taban rehabilitasyonu gibi uzun dönem etkiye hedefleyen uygulama seçeneklerine başvurulmasını önermekteyiz. Zaman zaman ilaç kullanımından destek alınsa da uzun dönem etki için rehabilitasyona yönelmeyi öneriyoruz.

Çocuklar kabızlıktan psikolojik olarak etkilenebilir mi?

Evet. Çocuklar kabızlık ve kabızlığın beraberinde getirdiği etkilerden psikolojik ve sosyal olarak etkilenebilirler. Kabızlıkla gelişen tuvalet fobisi ya da erteleme alışkanlıkları, çocukların özellikle okul çağında psikolojik ve sosyal olarak etkilenmesini tetikleyen faktörlerdir. Bu sebeple bu sorunla mücadele eden çocuklarımızın bütüncül ve multidisipliner bir yaklaşım önermekteyiz.

Kabızlık çeken çocuğumu pelvik taban rehabilitasyonunda neler bekliyor?

Pelvik taban rehabilitasyonunda çocuklarda, birçok farklı yönteme başvurmaktayız. Öncelikle aile ile alınacak mesane bağırsak eğitiminde çocuklarımızı ve aileleri danışmanlık süreçleri hakkında bilgilendiriyor, evde yapılacak düzenlemeler ile ile ilgili fikir veriyor ve süreçten beklentilerimizi şekillendiriyoruz. Bu eğitimde çocuklarımızın süreçteki sorumluluklarını da benimsemelerini önemsiyoruz. Ardından rehabilitasyon sürecimize başlıyoruz. Bu süreçte, manual terapi, pelvik taban kas eğitimi, biofeedback destek kas eğitimi, klinik egzersizler ve daha birçok farklı yöntem kullanıyoruz.