Endometriozis - Adenomyozis'e Bağlı Pelvik Ağrı
Nedir, Ne kadar yaygındır?
Endometriozis, rahmin iç tabakasını oluşturan ve endometrium olarak adlandırılan tabakanın rahim harici bir noktada oluşması ve büyümesi olarak adlandırılır. Çoğunlukla yumurtalıklarda ve fallop tüplerinde gözlenen bu oluşum, 24 yaş sonrası kadınlarda sıklıkla gözlenmektedir. Genellikle ağrıyla seyreden bu durum üreme çağındaki kadınların yaklaşık yüzde 10’luk bir kısmını etkilemektedir. Toplumda çikolata kisti olarak da bilinen kistlerin oluşmasıyla da karakterizedir. Her endometriozisli bireyin çikolata kisti yoktur ancak her birey kist oluşum riskini taşımaktadır. Endometriozisli bireylerin çoğunluğu regl döneminde gözledikleri şiddetli ağrı ya da devamlı pelvik ağrı şikayetleri ile sağlık kurumlarına başvurmaktadırlar.
Adenomyozis ise, endometrioziste bahsi geçen endometrium tabakasının rahim harici değil rahmin derin kas duvarında oluşması durumuna verilen isimdir. Bu durum 20 yaş üstü kadınlar %20’sinde gözlenmektedir. Sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte, uzun süren ağrılı regl dönemleri ile karakterizedir. Adenomyozisli bireylerde regl döngüsü haricinde ara kanamalar da gözlenebilmektedir. Adenomyozisli bireylerin de aynı endometriozisli bireylerde olduğu gibi devamlı pelvik ağrı şikâyeti yakınmalarının arasındadır.
İki durumun patolojisi de net bir şekilde bilinmemektedir. Belli çalışmalar yürütülmekte olsa da not edilen sebepler henüz bir teori niteliği taşımaktadır.
- Uzun süren regl dönemleri
- Ağrılı regl dönemleri (dismenore)
- Ağrılı cinsel birliktelik (disparoni)
- İnfertilite
- Kronik pelvik ağrı
- Kasık bölgesinde ve alt karın bölgesinde ağrı
- Şiddetli bel/sırt ağrısı
- Regl dönemi harici ara kanamalar
- Hikâye Alımı: Detaylı bir anamnez, bireyin risk faktörlerini taşıyıp taşımadığını, soy geçmişini ve mevcut sağlık durumunu belirlemede büyük önem taşır. Sağlık profesyonellerince belirlenen soruların yöneltildiği bu süreci atlamamak tedavi ve değerlendirmenin seyri için çok önemlidir.
- Jinekolojik Muayene: Rektal ve/veya vajinal muayene endometriozis/adenomyozis şüphesi taşınan bireylerde hekimlerce başvurulan bir yöntemdir. Fizik muayene atlanmaması gereken, ileri değerlendirmeleri belirleyecek ve sürecin seyrine ışık tutacak önemli bir basamaktır.
- Ultrasonografi: Kitle oluşumunu, rahim duvar kalınlığını ve benzeri durumları gözlemek için başvurulan ilk görüntüleme yöntemi ultrasondur.
- Kan tahlili: Bireylerden kan tahlili istenme sebebi biyokimyasal belirteçlere ve serum CA-125 düzeylerini izlemektir.
- MRI: Manyetik rezonans görüntüleme, pelvik bölge görüntülemede özellikle operasyon seçeneği masaya yatırılıyorsa sıklıkla başvurulan ve hekimlerce istenen bir yöntemdir.
- Biyopsi: Endometriozis ve/veya adenomyozis ile gelişmiş bir kitle varlığında, kitlenin niteliği hekimlerce anlaşılmak istendiği takdirde, değerlendirme basamakları yetersiz kaldığı durumda biyopsiye başvurulmaktadır.
Endometriozis Adenomyozis’e bağlı pelvik ağrı için uygulanan farklı seçenekler vardır. Bireyler öncelikle bir uzman hekim muayenesinden geçerler. Ardından hekim görüşü ışığında, bütüncül ve multidisipliner bir yaklaşım güdülerek iyileşme basamaklarına geçilmektedir.
- Pelvik Taban Kas Eğitimi: Danışanların, pelvik taban alanında uzmanlaşmış bir fizyoterapist tarafından değerlendirilmelerinin ardından kronik pelvik ağrı danışanları için izlenen basamaklar bireye özelleştirilerek uygulanmaktadır. Rehabilitasyon çoğunlukla, manual terapi teknikleri, egzersizler, elektroterapi modaliteleri, solunum egzersizleri ve farkındalık çalışmalarından oluşmaktadır. Aynı zamanda danışan eğitiminde, pelvik taban anatomisinin kişilere açıklamak ve farkındalık kazandırmak da önemli bir basamaktır.
- Psikoterapi: Kronik pelvik ağrı ile mücadelede psikolojik desteği yeri oldukça büyüktür. Kronik ağrı için izlenen müdahale yaklaşımında, psikologlardan destek alarak, süreci anksiyete, stres ve kaygıyı da kontrol altında tutarak yürütmek iyileşme sürecinin lehine bir yaklaşım olacaktır.
- İlaç kullanımı: Kronik ağrılar için hekimler tarafından reçetelendirilen ilaçların kullanımına başvurulabilmektedir.
Öncelikli olarak şubelerimize başvuran her danışanımızdan alanında uzman ve tecrübeli bir ekip tarafından ayrıntılı bir hikâye alımı ve fizik muayene gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda danışanlarımızın pelvik taban kaslarının kuvveti ve işleyiş mekanizmaları pelvik taban fizyoterapistlerimiz tarafından değerlendirilmektedir.
Bunun yanı sıra danışanımızın pelvik taban kasları ile bağlantılı olan core kaslarını, solunum kaslarını ve postürlerini de değerlendirip kişiye özgü ezgersiz programımızı hazırlıyoruz.
Pelvik taban fizyoterapistleri tarafından uygulanan ilk seansımızda danışanlarımıza pelvik taban sağlığı hakkında eğitim veriyoruz. Eğitim seansı içerisinde günlük yaşam alışkanlıkları, tuvalet alışkanlıkları, beslenme alışkanlıkları ve de izlenecek olan yol haritası hakkında bilgilendirmeler ve düzenlemeler yer almaktadır. Takiben ikinci seansımızda ise yine pelvik taban fizyoterapistlerimiz tarafından uygulanan pelvik taban kas rehabilitasyonuna başlıyoruz. Uyguladığımız pelvik taban kas rehabilitasyon seanslarında solunum egzersizleri, manuel terapi yaklaşımları, elektroterapi uygulamaları, biofeedback eşlikli pelvik taban kas eğitimi ve klinik egzersiz yaklaşımlarından oluşan kombine fizyoterapi yaklaşımlarını kullanıyoruz. Danışanımızın pelvik taban kaslarını fark etmesi ve doğru çalıştırabilmesi için birebir kas eğitimini desteklemek amacıyla teknolojik ekipmanları seanslarımıza dahil ediyoruz.
Seansların gidişatı, kişinin ihtiyacına yönelik olarak şekillenmekle birlikte danışanın kaç seans alacağı ve seansların ne kadar uzun süreceği danışanın sürece olan cevabının durumuna göre değişmektedir. Rehabilitasyon merkezli yaklaşımımızın “kişiye özel” olmasına çok önem veriyor o nedenle her danışanımıza özel bir yaklaşım sunuyoruz. Başarı oranlarımızın bu denli yüksek ve kalıcı olmasını da bütüncül yaklaşım anlayışımıza borçluyuz.
Endometriozis Adenomyozis’e bağlı pelvik ağrı yaşamı tehdit eden bir durum değildir, ancak birçok yönden stresli ve yaşamı değiştiren bir durum olabilmektedir. Cinsel birliktelikteki ağrı ve zorlanma ilişkilere zarar verebilmektedir. Regl döngüsündeki şiddetli ağrı, döngü sürecini bireylerin için ciddi anlamda zorlaştırabilmektedir. Her türlü ağrı gibi, iyi uyuma yeteneğini etkileyebilmektedir. Kronik ağrılara müdahale edilmemesi hayat kalitesini etkilemenin yanında, sosyal ve psikolojik olarak da bireyleri etkilemektedir.
Endometriozis ve Adenomyozis nedir?
Endometriozis, rahmin iç tabakasını oluşturan ve endometrium olarak adlandırılan tabakanın rahim harici bir noktada oluşması ve büyümesi olarak adlandırılır. Adenomyozis ise, endometrioziste bahsi geçen endometrium tabakasının rahim harici değil rahmin derin kas duvarında oluşması durumuna verilen isimdir. İki durumda kadınlarda sıklıkla görülür ve pelvik ağrı ile karakterizedir.
Endometriozis ve Adenomyozis’e bağlı pelvik ağrı için ilaç kullanımı yeterli mi?
Hayır. Pelvik ağrı bütüncül yaklaşım gerektiren bir sorundur. Anksiyete, kaygı, stres gibi sorunlarında tetiklediği bu duruma karşı biyopsikososyal bir yaklaşım sergilemek, iyileşme sürecinin en önemli yapıtaşıdır. Bu sebeple tek başına ilaç ile kontrol altında tutulamayan bu sorunda pelvik taban fizyoterapistleri de önemli rol oynamaktadırlar. Aynı zamanda psikoterapi desteği de önerilen basamaklardan biridir.
Endometriozis ve Adenomyozis’e bağlı pelvik ağrı için pelvik taban rehabilitasyonunda beni neler bekliyor?
Pelvik ağrı gözlediğimiz danışanlarda, pelvik taban rehabilitasyonuna dahil ettiğimiz birçok yaklaşım vardır. Özellikle pelvik taban kas egzersizleri, solunum egzersizleri, manual terapi yaklaşımları pelvik ağrılı danışanlarda önceliklendirdiğimiz basamaklardandır. Aynı zamanda çeşitli farkındalık çalışmaları da pelvik ağrı ile mücadelede rol oynamaktadır.