Nörojen Bağırsak
Nedir, Ne kadar yaygındır?
Nörojenik bağırsak, nörolojik hasardan kaynaklı olarak istemli dışkılama fonksiyonunda oluşan kontrol kaybına verilen isimdir. Nörojen bağırsaklı bireylerde beyin ve bağırsak arası omurilikteki sinir iletişiminde oluşan kopukluk semptomların doğmasına sebep olur. Bu sıkıntıyla kliniğe başvuran bireyler, kronik kabızlık, dışkı kaçırma gibi şikayetlere sahiptir. Fekal tıkaç gibi komplikasyonlarla karşı karşıya kalmamak için zamanında uzmanlara başvurmak önemlidir. Fekal tıkaç sorunları çözümlenmediği takdirde, sepsisten bağırsak rüptürüne birçok komplikasyona sebep olabilmektedir. Bu bireylere mümkünse normal bir defekasyon paterni kazandırmak ya da sağlıklı bir bağırsak florasına yaklaştırmak hedeflenir. Bu bireylerde diyet, sıvı alımı, ilaç kullanımı ve yaşam düzeni modifikasyonları olmazsa olmaz çözüm basamaklarındandır. Nörojen bağırsak sınıfında değerlendirilen danışanlar çoğunlukla MS, Parkinson, Spinal kord yaralanması, Hirschsprung, Spina Bifida ve Anal Atrezi ile klinik takibi devam eden bireylerdir.
- MS (Multipl Skleroz): MS, sinir hücrelerinin etrafını saran miyelin kılıfın tahribatına sebep olan bir merkezi sinir sistemi rahatsızlığıdır.
- Parkinson: Parkinson, ileri yaşlarda sıklıkla karşılaşılan nörolojik hastalıklarda üst sıralarda yer alır. Parkinsonlu bireylerin, beyinlerinde bulunan dopamin üreten hücreler tahribata uğrar. Bu bireyler hareket kabiliyetinden konuşmaya, dengeden mesane bağırsak kontrolüne kadar birçok fonksiyonlarında sorunlar yaşarlar.
- Spinal Kord Yaralanmaları: Travmatik spinal kord yaralanması geçirmiş danışanların hayat kalitelerini en çok etkileyen faktörlerden biri de nörojen bağırsaktır. Genellikle trafik kazası vb. travmalar sonucu nörojen bağırsak ile kliniğe başvuran bireylerde yaralanmanın hangi seviyede gerçekleştiği klinik seyir açısından büyük önem taşır. Bu sebeple spinal kord yaralanmalı bireylerin, bağırsak şikayetleri için alanında uzman sağlık çalışanlarıyla yakın temasta olması çok önemlidir.
- Hirschsprung Rahatsızlığı: Doğuştan gelişen bir rahaatsızlık olan hirschsprung, bağırsakların peristaltik olarak adlandırılan ritmik hareketinin kısmen veya tamamen gözlenmemesi durumdur. Bu hareketin yokluğuyla, dışkının bağırsak içi hareketi tam sağlanamaz ve bağırsak içi tıkanıklıklar gözlenebilir. Erkeklerde kadınlara kıyasla daha yüksek oranda gözlenmektedir. En büyük şikayetleri kabızlık olan bu bireyler sağlıklı bir dışkılama siklusuna da sahip olamazlar. Dışkının bağırsakta fazla uzun süre kalması kaynaklı olur enfeksiyon riski artmaktadır. Bu da bağırsak iltihapları gibi farklı komplikasyonları beraberinde getirmektedir. Sebebi tam olarak bilinmeyen Hirschsprung genellikle erken bebeklik döneminde tanı alır.
- Spina Bifida: Anne karnında omurilik gelişiminde meydana gelen bir sorun sebebiyle ortaya çıkan bir nöral tüp defektidir. Spina bifidalı bireylerin defektinin seviyesi sinir etkileniminin nerede olduğunu belirler.
- Anal Atrezi: Anne karnında anüsün gelişmemesi sebebiyle, popo deliği olmadan doğan bireylerdir. Anal atrezili bireylerde, dışkılama sorunu birincil problem olarak geçmektedir. Bu bireyler farklı konjenital anomaliler de bulundurabilirler.
- Spinal kord yaralanmaları için travmatik kazalar
- Anne karnındaki gelişim esnasında ortaya çıkan problemler
- MS, Parkinson gibi nörolojik sorunların sebebi tam olarak bilinmemektedir.
- Normal dışkılama sıklığının azalması
- Dışkıların sert ve kuru olması
- Azalan veya olmayan anorektal duyu
- Dışkılama hissinin olmaması
- Dışkı kaçırma
- Karında şişlik
- Zorlanarak dışkılama
- Ateş ve iştahta azalma
- Dışkıda ve anüste kan görülmesi
- Hikâye Alımı: Nörojen bağırsak gibi birçok değişkenin etki ettiği durumlarda detaylı hikâye alımı çok önemlidir. Detaylı bir danışan hikayesi, aile geçmişinden, semptomları tetikleyici faktörlere kadar detaylıca hikâye alınması, durumun ciddiyetini tespit etmek adına nörojen bağırsağı ele alırken çok önemlidir.
- Fizik Muayene: Detaylı bir hikâye alımı sonrası, fizik muayene ile bulgular tekrar değerlendirilebilir. Özellikle bacak ve karın kaslarının, abdomen gerginliği ve pelvik taban kaslarının değerlendirilmesine öncelik verilir. Yapılan abdomen muayenesinde de bağırsaklarda dışkı hareketliliği hakkında fikir sahibi olunur.
- Pelvik Taban Kas EMG Ölçümü: Pelvik taban kaslarının fonksiyonelliğini az da olsa görebildiğimiz nörojen bağırsak hastalarını değerlendirmek adına, pelvik taban kaslarına yerleştirilen yüzeyel elektrotların yardımı ile pelvik taban EMG kas ölçümü yapılır. EMG yardımıyla yapılan bu ölçüm, programın etkinliğini görmek adına çözüm sürecinde belli aralıklarla tekrarlanabilmektedir.
- Ultrason: Kabızlık/ dışkı kaçırma görülen bireylerde sıklıkla gördüğümüz artan rektum çapını değerlendirmek adına ultrason da tanı için kullanılan tetkikler arasında geçmektedir.
- Röntgen: Batında herhangi bir tıkanıklığa rastlanıp rastlanmadığını gözlemlemek adına karın röntgeni de istenebilen tetkikler arasında yer alır.
- Anorektal Manometri Ölçümü: Anorektal manometri ölçümü ile bireylerde rektum duyu değerlendirmesi yapılarak dışkı kaçırmaya dair fikir sahibi olunabilir. Manometri ölçümü yardımıyla edinilen bilgiler sayesinde, iyileşme sürecinin etkinliği de gözlenebilmektedir. Bu sebeple iyileşme esnasında da rektal manometri ölçümleri tekrarlanabilir.
Nörojen bağırsakları bireylerin her birine uygulanan fizyoterapi yaklaşımı etkilenim seviyelerine ve danışan tipine göre değişim göstermektedir. Anal atrezi gibi durumlarda zorunlu cerrahi operasyonlar görülürken, MS, Parkinson gibi rahatsızlıklarda konservatif fizyoterapi yöntemlerine öncelik verilmektedir.
Bu bireylerde semptom kontrolü ve ileri komplikasyonları önlemek için ilaç kullanımına gerek görülürse lavmana başvurulebilmektedir.
Öncelikli olarak şubelerimize başvuran her danışanımızdan alanında uzman ve tecrübeli bir ekip tarafından ayrıntılı bir hikâye alımı ve fizik muayene gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda danışanlarımızın pelvik taban kaslarının kuvveti ve işleyiş mekanizmaları pelvik taban fizyoterapistlerimiz tarafından değerlendirilmektedir.
Bunun yanı sıra danışanımızın pelvik taban kasları ile bağlantılı olan core kaslarını, solunum kasları ve postürleri de değerlendirip kişiye özgü programımızı hazırlıyoruz.
Pelvik taban fizyoterapistleri tarafından uygulanan ilk seansımızda danışanlarımıza sağlıklı mesane ve bağırsak eğitimi (üroterapi) veriyoruz. Üroterapi seansı içerinde günlük yaşam alışkanlıkları, tuvalet alışkanlıkları, beslenme alışkanlıkları ve de izlenecek olan yol haritası hakkında bilgilendirmeler ve düzenlemeler yer almaktadır. Takiben ikinci seansımız da ise yine pelvik taban fizyoterapistlerimiz tarafından uygulanan pelvik taban kas rehabilitasyonuna başlıyoruz. Uyguladığımız pelvik taban kas rehabilitasyon seanslarında solunum egzersizlerini, manuel terapi yaklaşımlarını, elektroterapi uygulamalarını, biofeedback eşlikli pelvik taban kas eğitimini ve klinik egzersizleri yaklaşımlarından oluşan kombine çözüm yaklaşımlarını kullanıyoruz. Danışanımızın pelvik taban kaslarını fark etmesi ve doğru çalıştırabilmesi için birebir kas eğitimini desteklemek amacıyla teknolojik ekipmanları programımıza dahil ediyoruz. Nörojen bağırsak hastalarında, pelvik taban kas rehabilitasyonu yaklaşımı izleyemediğimiz hasta gruplarında da manuel terapi, diyafram nefes eğitimi ve klinik egzersizlere ağırlık vermekteyiz.
Aynı zamanda danışanlardan doldurmalarını beklediğimiz bağırsak günlükleriyle de programın seyrini objektif bir şekilde değerlendirmiş oluyoruz.
Sürecin gidişatı, kişinin ihtiyacına yönelik olarak şekillenmekle birlikte danışanın kaç seans alacağı ve seansların ne kadar uzun süreceği danışanın sürece olan cevabın durumuna göre değişmektedir. Rehabilitasyon merkezli programımızın “kişiye özel” olmasına çok önem veriyor o nedenle her danışanımıza özel bir yaklaşım sunuyoruz. Süreçteki başarı oranlarımızın bu denli yüksek ve kalıcı olmasını da bütüncül yaklaşım anlayışımıza borçluyuz.
Nörojen bağırsak sorunu yaşayan bireylerin yaşam kaliteleri yaş aldıkça daha çok etkilenmektedir. Bu sebeple sorunun erken tespiti oldukça önemlidir. Süregelen bağırsak hareket yetersizliği fekal tıkaçlar ve/veya bağırsak iltihapları bu bireylerde görülebilen komplikasyonlar arasında yer almaktadır.
Ayrıca bağırsak sorunlara eşlik edebilecek mesane sorunları da tekrarlı idrar yolu enfeksiyonundan böbrek hasarlarına kadar ek sorunlar doğurabilmektedir. Bu sebeple uzun vadeli çözüm yaklaşımları gecikmeden öncelik vermek bu bireylerde çok önemlidir.