Diyabet

Diyabet

Nedir, Ne kadar yaygındır?

Diyabet veya halk arasında şeker hastalığı olarak adlandırılan, genellikle kalıtımsal ve çevresel etkenlerin birleşimi ile oluşan insülin hormonunun salgılanmasındaki yetersizlik ya da insülin cevabındaki bir bozukluk sonucunda ortaya çıkan yüksek kan şekerinin yol açtığı bir durumdur.

Diyabetik mesane disfonksiyonu (diyabete bağlı mesane bozuklukları), diyabetli danışanlarda meydana gelen bir grup mesane semptomunu ifade eder. Diyabete bağlı mesane bozuklukları, mesane aşırı aktivitesinden bozulmuş mesane kasılma yeteneğine kadar birçok bozukluğu temsil eden bir dizi klinik semptomda ortaya çıkar. Diyabete bağlı ortaya çıkan mesane semptomlarının %25 ile %87 arasında olduğu tahmin edilmektedir.

Diyabetik sistopati, mesane duvarındaki sinir liflerinin hasarına bağlı olarak azalmış mesane hissi olarak tanımlanır. Mesane kasındaki artmış kasılmalar da eşlik ederek işeme sonrası mesanedeki idrarı tam boşaltamama görülür.

Diyabetin neden olduğu mesane ve bağırsak bozuklukları çok faktörlüdür. Mesane kas fizyolojisindeki değişiklikler ve sinir yapılarındaki bozuklukların etkili olduğu düşünülmektedir.

  • İdrar kaçırma
  • Sık idrara çıkıp az miktarlarda boşaltma
  • Mesanede tam boşalmama hissi
  • Gece idrar yapma isteğinde artış
  • Aciliyet hissi ile sıkışma
  • Mesane doluluğunu hissedememe
  • Azalmış mesane hissine bağlı olarak işemeyi başlatma ve sürdürmede zorluk
  • İdrar yolu enfeksiyonları
  • Kabızlık
  • Bozulmuş bağırsak hissi ve buna bağlı dışkı kaçırma

Diyabetik danışanların mesane bozuklukları belirti ve semptomları hikaye alımı, fizik muayene ve laboratuvar tetkikleri ile takip edilmelidir. Diyabetik kişilerde enfeksiyon riski yüksek olmakta ve bu nedenle değerlendirilmesi için bazı ek biyokimyasal testler, idrar tahlili, idrar kültürü v İşeme akış hızının ve hacminin doğru belirlenmesi için gün içinde tüketilen sıvı miktarına bağlı olarak çıkan idrar miktarı ve işeme esnasındaki pelvik taban kas aktivasyonu ölçülür. Semptomlara bağlı olarak ürodinami ve sistoskopi de istenebilir. Böbrek, mesane duvar kalınlığı, mesanede kalan idrar miktarının ölçümü için üriner sistem ultrasonografisi de çekilmelidir.

Artmış mesane aktivitesine bağlı olarak etkilenen pelvik taban kaslarının da değerlendirmesi pelvik taban fizyoterapistlerince yapılmalıdır. Fizik muayene sırasında kişinin pelvik taban kaslarının durumu, genital bölgesi refleksleri, duyusu, rektumu, karın çevresi ve kalça çevresi dokuları pelvik taban fizyoterapistleri tarafından değerlendirilir.e organ hasarı için tarama yapılmalıdır.

  • İlaç: Bunlar antikolinerjik ilaçlardır. Mesane kasının aşırı aktivitesinin baskılanması ve mesane kapasitesinin artırılması için önerilir.
  • Temiz Aralıklı Kateterizasyon (TAK): İdrarını yapamayan veya işeme sonrası mesanede idrar kalan çeşitli nörolojik etkilenimli danışanlarda mesanedeki idrarın boşaltımı için üretradan mesaneye sokulabilen ince esnek tüplerdir.
  • Botulinum A Toksin Enjeksiyonları: Mesanenin gereksiz kasılmasını önlemek amacıyla yapılır. İlaç mesaneye veya mesane çıkışındaki kapakçığa enjekte edilir. İyi bir değerlendirmeden sonra bu işleme karar verilmelidir.
  • Davranışsal Terapiler: Yaşam stili değişiklikleri ve doğru tuvalet pozisyonu fizyoterapi ve rehabilitasyon yaklaşımlarına ek olarak önerilmektedir. Yeterli ve gün içine yayılarak alınan sıvı tüketimi, mesaneye zararlı bazı yiyecek ve içeceklerin tüketilmemesi gibi değişiklikler faydalı olacaktır.

Öncelikli olarak şubelerimize başvuran her danışanımızdan alanında uzman ve tecrübeli bir ekip tarafından ayrıntılı bir hikâye alımı ve fizik muayene gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda danışanlarımızın pelvik taban kaslarının kuvveti ve işleyiş mekanizmaları pelvik taban fizyoterapistlerimiz tarafından değerlendirilmektedir.

Bunun yanı sıra danışanımızın pelvik taban kasları ile bağlantılı olan kor kaslarını, solunum kasları ve postürleri de değerlendirip kişiye özgü programımızı hazırlıyoruz.

Pelvik taban fizyoterapistleri tarafından uygulanan ilk seansımızda danışanlarımıza sağlıklı mesane ve bağırsak eğitimi (üroterapi) veriyoruz. Üroterapi seansı içerinde günlük yaşam alışkanlıkları, tuvalet alışkanlıkları, beslenme alışkanlıkları, ağrı eğitimi ve de izlenecek olan yol haritası hakkında bilgilendirmeler ve düzenlemeler yer almaktadır. Takiben ikinci seansımız da ise yine pelvik taban fizyoterapistlerimiz tarafından uygulanan pelvik taban kas rehabilitasyonuna başlıyoruz. Uyguladığımız pelvik taban kas rehabilitasyon seanslarında solunum egzersizlerini, manuel terapi yaklaşımlarını, elektroterapi uygulamalarını, biofeedback eşlikli pelvik taban kas eğitimini ve klinik egzersizleri yaklaşımlarından oluşan kombine fizyoterapi yaklaşımlarını kullanıyoruz. Danışanımızın pelvik taban kaslarını fark etmesi ve doğru çalıştırabilmesi için birebir kas eğitimini desteklemek amacıyla teknolojik ekipmanları uygulamalarımıza dahil ediyoruz.

Sürecin gidişatı, kişinin ihtiyacına yönelik olarak şekillenmekle birlikte danışanın kaç seans alacağı ve seansların ne kadar uzun süreceği danışanın sürece olan cevabın durumuna göre değişmektedir. Rehabilitasyon merkezli seanslarımızın “kişiye özel” olmasına çok önem veriyor o nedenle her danışanımıza özel bir yaklaşım sunuyoruz. Süreçteki başarı oranlarımızın bu denli yüksek ve kalıcı olmasını da bütüncül yaklaşım anlayışımıza borçluyuz.

Mesane ve bağırsak semptomları artarak daha da kötüleşebilir ve geri dönülemez sonuçlar doğurabilir. Mesanede kalan idrar miktarı his kaybına bağlı olarak artabilir ve geri kaçarak böbreklere zarar verebilir.

Bağırsaktaki his kaybına bağlı olarak da içindeki dışkıyı hissedemez ve bağırsak çapı büyür. Buna bağlı olarak megakolon denilen bir yapı gelişir. Karındaki şişlik ve rahatsızlık hissi artar.

Sürekli idrar kaçırma ve sık idrara çıkma semptomları da artarak devam eder. Kişinin bez kullanması gerekebilir bu da sosyal yaşamını etkileyebilir ve hayat kalitesini düşürebilir.