Pelvik Ağrı

Pelvik Ağrı

Nedir, Ne kadar yaygındır?

Gebelikle beraber artan kilolar genellikle bel ve kasık bölgelerinde ağrıya neden olabilmektedir. Aynı zamanda anneyi doğuma hazırlamak için hormonlar vasıtasıyla eklemler stabilizasyonunu kaybederek kasların açılmasına ve gevşemesine neden olurlar. Bu durum da doğum sonrası pelvik bölgede birtakım ağrılara neden olabilmektedir.

Doğum sonrası oluşan pelvik ağrının en temel sebepleri:

  • Perineal bölge yırtılmaları: Genel olarak kadınların vajinal doğum veya epizyotomiden kaynaklanan yırtıkların iyileşmesi için 6 hafta beklemeleri önerilir. Ancak her kadın kendi hızında iyileşir ve 6 hafta sadece bir kılavuzdur. Bu alanın doğum sonrasında hala hassas olması ve hareket kabiliyetinin azalması çok yaygındır. Yırtık ne kadar büyük ve derinse, tam aktiviteye devam etmeden önce kişinin o kadar fazla zamana ve muhtemelen ek yaklaşıma ihtiyacı olabilir.
  • Kas zayıflığı/dengesizliği: Karın kaslarının gebelik süresince aşırı gerilmesi ve pelvisin kassal dengesizliği hamilelik sırasında rahatsızlığa neden olabilir. Bu değişiklikler, doğumdan hemen sonra veya otomatik olarak tersine dönmez. Kassal dengesizliğin gelişmesi gebelik boyunca 9 ay boyunca sürdüğü için kas-iskelet sisteminin kendisini toparlaması daha uzun sürebilir.
  • Pelvik taban kas sisteminde (vajinal doğum) veya karın kas sisteminde (sezaryen doğum) hasarlanma: Doğum sırasında bu kasların zarar görmesi nedeniyle tuvalete çıkma, ağırlık kaldırma, eğilme, yerden bir şey kaldırma, itme- çekme gibi hareketler ve alışkanlıklar zorlaşabilir. Oluşan kassal hasarların yeniden toparlanması ve iyileşmesi için fizyoterapistlerce yapılan ve öğretilen yara izi masajı ve hafif güçlendirme dahil ek yaklaşımlar gerekebilir.
  • Simfizis pubis (kasık kemiği) ayrılması: Bu durum, hamilelik ve doğumun normal bir parçasıdır ve bebeğin doğum kanalından geçmesine izin verir. Bununla birlikte, aşırı ayrılma, kemiklerin daha fazla hareket etmesine ve kasık bölgesinde iltihaplanmasına veya ağrıya neden olabilir.
  • Pelvik organ prolapsus: Bu durum, pelvik taban kasları, mesane, rahim veya rektum gibi iç organları desteklemek için yeterince verimli çalışmadığında ortaya çıkar. Sarkma, pelvis veya vajinada ağırlık, ağrı veya şişkinlik hissine yol açabilir.

Pelvik ağrının en temel belirtisi ağrıdır. Bu ağrı zamanla azalıp artan dalgalı bir seyir şeklinde gözükür. Genellikle bel-karın ve kalça çevresinde seyreder. Kişide kassal dengesizlik yürümede sıkıntı, oturmadan ayağa kalkma sırasında zorlanmaya neden olabilir. Kişiler genellikle tek ayak üstünde durmakta, merdiven inmede veya çıkmada, yokuş tırmanmada veya inmede ağrı ve zorluk tanımlarlar.

Kas ve iskelet sistemindeki bu problem en iyi şekilde doğru egzersiz yaklaşımları ile müdahale edilebilmektedir. Bu anlamda alanında uzman fizyoterapistlerce uygulanan egzersiz modaliteleri şu şekilde sınıflandırılabilir.

  • Danışan eğitimi: Birçok kadın doğum sonrasında yaşadığı kas-iskelet ağrılarıyla nasıl başa çıkacağını bilemez. Aynı zamanda bebeğin bakımını üstlenmekle birlikte bebeği taşıma emzirme veya kaldırma sırasında ağrının artmasından da muzdariptir. Bu anlamda fizyoterapistlerce verilen postür ve omurga sağlığını koruma eğitimi oldukça değerlidir
  • Diyafram nefes egzersizleri: Diyafram ve pelvik taban kasları birbiri ile yakın ilişkide bulunan iki kas sistemidir. Ağrılar nedeniyle gerilen pelvik taban kaslarının en iyi gevşetme yolu olarak diyafram nefes egzersizleri önerilmektedir. Bu anlamda fizyoterapistiniz tarafından doğru nefes tekniklerinin öğretilmesi pelvik taban kaslarının uzayarak gevşemesini sağlayacaktır.
  • Gövde hareketliliği: Doğum sonrası annenin bebeği ile ilgili bakımı yaparken zorlanmaması ve rahatlıkla işlerini halledebilmesi için gövde hareketliliği çok önemlidir. Bu anlamda fizyoterapistlerce verilen egzersizler çok değerlidir.
  • Korse kullanımı: Bazı durumlarda kasları harici olarak desteklemek annenin ağrısını azaltmada etkilidir. Ancak uzun dönem korse kullanımları kasların daha da kuvvetlerini kaybederek görevlerini yerine getirmemelerine neden olabilir. O nedenle tek başına korse kullanımı yetersiz kalacaktır. Stabilizasyon dengesi bozulmuş pelvis ve core sisteminin uzman fizyoterapistlerce desteklenmesi şarttır.

Öncelikli olarak şubelerimize başvuran her danışanımızdan alanında uzman ve tecrübeli bir ekip tarafından ayrıntılı bir hikâye alımı ve fizik muayene gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda danışanlarımızın pelvik taban kaslarının kuvveti ve işleyiş mekanizmaları pelvik taban fizyoterapistlerimiz tarafından değerlendirilmektedir.

Bunun yanı sıra danışanımızın pelvik taban kasları ile bağlantılı olan core kaslarını, solunum kaslarını ve postürlerini de değerlendirip kişiye özgü egzersiz programımızı hazırlıyoruz.

Pelvik taban fizyoterapistleri tarafından uygulanan ilk seansımızda danışanlarımıza pelvik taban sağlığı hakkında eğitim veriyoruz. Eğitim seansı içerisinde günlük yaşam alışkanlıkları, tuvalet alışkanlıkları, beslenme alışkanlıkları ve de izlenecek olan yol haritası hakkında bilgilendirmeler ve düzenlemeler yer almaktadır. Takiben ikinci seansımızda ise yine pelvik taban fizyoterapistlerimiz tarafından uygulanan pelvik taban kas rehabilitasyonuna başlıyoruz. Uyguladığımız pelvik taban kas rehabilitasyon seanslarında solunum egzersizleri, manuel terapi yaklaşımları, elektroterapi uygulamaları, biofeedback eşlikli pelvik taban kas eğitimi ve klinik egzersiz yaklaşımlarından oluşan kombine fizyoterapi yaklaşımlarını kullanıyoruz. Danışanımızın pelvik taban kaslarını fark etmesi ve doğru çalıştırabilmesi için birebir kas eğitimini desteklemek amacıyla teknolojik ekipmanları seanslarımıza dahil ediyoruz.

Seansların gidişatı, kişinin ihtiyacına yönelik olarak şekillenmekle birlikte danışanın kaç seans alacağı ve seansların ne kadar uzun süreceği danışanın tedaviye olan cevabının durumuna göre değişmektedir. Rehabilitasyon merkezli yaklaşımımızın “kişiye özel” olmasına çok önem veriyor o nedenle her danışanımıza özel bir yaklaşım sunuyoruz. Başarı oranlarımızın bu denli yüksek ve kalıcı olmasını da bütüncül yaklaşım anlayışımıza borçluyuz.

Müdahale edilmeyen kas dengesizlikleri uzun dönemde daha ciddi omurga ve pelvik taban problemlerine yol açabilmektedir. Doğum sonrası ağrılar normalleştirilmeden mutlaka iyileştirilmelidir. Çözüm üretilmezse ağrılar bir süre sonra kronikleşerek annenin yaşam kalitesini etkileyebilmektedir.