Gündüz Üriner Sıklık
Nedir, Ne kadar yaygındır?
Mesane kontrolü oluşmuş çocuklarda ani başlayan ve sadece gündüz olan, gece saatlerinde görülmeyen 15-20 dakikada bir idrara çıkma durumu literatürde "Daytime urinary frequency syndrome" olarak yani ‘’Gündüz Üriner Sıklık Sendromu’’ olarak isimlendirilmektedir. Çocuklarda DUF'un şu anda genellikle üç ila beş ay içinde kendiliğinden düzelen iyi huylu, kendi kendini sınırlayan bir sendrom olduğu kabul edilmektedir. Gündüz üriner sıklık sendromu, anormal şekilde idrara çıkan çocukların yaklaşık %12,5’ini oluşturmaktadır. Nedenleri tam olarak bilinmemektedir.
- Normal işeme paterninde artan sıklıkta belirgin değişikliğin olması.
- Ebeveynlerin temel şikayeti, çocuklarının okulu veya günlük aktivitelerini kesintiye uğratacak şekilde sık idrara çıkması
- Ortalama sıklık her 15-20 dakikada bir olacağı gibi, her beş dakikada bir kadar sık da olabilir.
- İdrar rengi, akışı ve kokusu normaldir.
- Gece idrara kalkma mevcut olabilir ancak gündüz kadar sık değildir
- Bağırsak alışkanlıklarında değişiklik yoktur.
- Ebeveynler genellikle çocuklarında diyabet veya idrar yolu enfeksiyonu olduğundan endişe duyarlar.
- Ayrıntılı hikaye ve fizik muayenede normal işeme paterninde değişiklik olduğuna dair kanıt yok.
- Genelde İYE ve karın ağrısı eşlik etmez.
- Dizüri (ağrılı idrar yapma) yoktur.
- Nörolojik muayene normaldir.
- Tam idrar tahlili normaldir
- Ultrasonografi ve voiding sistoüretrografi, tek başına idrar sıklığı semptomu olan danışanlarda herhangi bir anormallik göstermemiştir ve bu nedenle bu sendromda endike değildir.
Öncelikle aileye güven verilmesi oldukça önemlidir. Sonrasında detaylı bir şekilde bu durumu açıklayarak mesane eğitimi, davranış eğitimi ve ilaçlar hakkında bilgilendirme yapılmalıdır. İdrar kaçırma olup olmamasına göre tedavi seçenekleri değişebilmektedir. Duygusal bir tetikleyicinin belirlenmesi için ise çocuğunuzun sizlerle konuşmasına izin vererek, onları endişelendiren nedenleri hafifletebilirsiniz.
- Mesane ve Davranış Eğitimi: Mesanenin işlevinin yeniden sağlıklı bir şekilde kazanımını içeren bir eğitimdir. Gerek tuvalete çıkma alışkanlıkları gerekse sıvı alım ve beslenme alışkanlıklarındaki değişiklikler sayesinde bireylerin sağlıklı mesaneye kavuşmaları hedeflenmektedir. Eğitimler tecrübeli ve devamlı takip halinde olan bir üroloji uzmanı ve pelvik taban fizyoterapisti tarafından verilmesinde fayda vardır.
- İlaç Kullanımı: Gündüz üriner sıklıkta kullanılan ilaçlar mesane kasını gevşeterek etki etmektedir. Mesane iç kasındaki aşırı aktivite önlenerek kişilerdeki sık tuvalete çıkma ve ani sıkışma hislerinin önüne geçişmesi amaçlanmaktadır. Bu ilaçların kullanımında mutlaka alanında uzman hekim tarafından ayrıntılı değerlendirilmelidir. Fakat bu ilaçların bazıları kabızlık, ağız kuruluğu gibi yan etkiler gösterebilmektedir.
- Biofeedback Eğitimi: Biofeedback eğitimi ile işeme ve dışkılamada rol oynayan pelvik taban kaslarının doğru şekilde kullanılmasını ve bu kasların işlevini düzenlemek amaçlanmaktadır. Fakat burada dikkat edilmesi gereken biofeedback eğitiminin tek başına pelvik taban kas eğitiminde yeterli olmadığıdır. Pelvik taban kaslarının alanında uzman fizyoterapist tarafından değerlendirilerek sürecin gidişatı belirlenmelidir. Kapsamlı bir pelvik taban rehabilitasyonu için biofeedback eğitiminin yanında solunum ve postür eğitimi, gevşeme teknikleri, egzersiz yaklaşımları, manuel terapi yöntemleri de seanslara eklenmelidir. Bu kapsamlı süreç mutlaka alanında uzman hekim ile pelvik taban fizyoterapisti tarafından uygulanmalıdır.
Öncelikli olarak şubelerimize başvuran her danışanımızdan alanında uzman ve tecrübeli bir ekip tarafından ayrıntılı bir hikâye alımı ve fizik muayene gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda danışanlarımızın pelvik taban kaslarının kuvveti ve işleyiş mekanizmaları pelvik taban fizyoterapistlerimiz tarafından değerlendirilmektedir.
Bunun yanı sıra danışanımızın pelvik taban kasları ile bağlantılı olan kor kaslarını, solunum kasları ve postürleri de değerlendirip kişiye özgü programımızı hazırlıyoruz.
Pelvik taban fizyoterapistleri tarafından uygulanan ilk seansımızda danışanlarımıza sağlıklı mesane ve bağırsak eğitimi (üroterapi) veriyoruz. Üroterapi seansı içerinde günlük yaşam alışkanlıkları, tuvalet alışkanlıkları, beslenme alışkanlıkları, ağrı eğitimi ve de izlenecek olan yol haritası hakkında bilgilendirmeler ve düzenlemeler yer almaktadır. Takiben ikinci seansımız da ise yine pelvik taban fizyoterapistlerimiz tarafından uygulanan pelvik taban kas rehabilitasyonuna başlıyoruz. Uyguladığımız pelvik taban kas rehabilitasyon seanslarında solunum egzersizlerini, manuel terapi yaklaşımlarını, elektroterapi uygulamalarını, biofeedback eşlikli pelvik taban kas eğitimini ve klinik egzersizleri yaklaşımlarından oluşan kombine rehabilitasyon yaklaşımlarını kullanıyoruz. Danışanımızın pelvik taban kaslarını fark etmesi ve doğru çalıştırabilmesi için birebir kas eğitimini desteklemek amacıyla teknolojik ekipmanları seanslarımıza dahil ediyoruz.
Sürecin gidişatı, kişinin ihtiyacına yönelik olarak şekillenmekle birlikte danışanın kaç seans alacağı ve seansların ne kadar uzun süreceği danışanın sürece olan cevabın durumuna göre değişmektedir. Rehabilitasyon merkezli seanslarımızın “kişiye özel” olmasına çok önem veriyor o nedenle her danışanımıza özel bir yaklaşım sunuyoruz. Başarı oranlarımızın bu denli yüksek ve kalıcı olmasını da bütüncül yaklaşım anlayışımıza borçluyuz.
Bir çocuğun gün içerisinde normal işeme frekansı nedir?
Bir çocuktan beklediğimiz işeme sayısı bir gün içerisinde 3-7 arasıdır. 7’yi geçen işeme sayıları bize herhangi bir anormallik olabileceğine işaret edebilir. Fakat gündüz üriner sıklık sendromu olan çocuklarda bu sayı 30’ları bulabilmektedir.
Çocuklarda sık idrara çıkmanın olası diğer nedenleri neler olabilir?
- Mesane kapasitesi küçüklüğü
- Aşırı kafein tüketimi
- Aşırı süt ve yağlı yiyeceklerin tüketilmesi
- Anatomik bozukluklar
- Uzun süre idrar erteleme alışkanlığı
Gündüz üriner sıklığı tanısı almış çocuklarda ailelerin sürekli ‘’tuvalete git’’ cümlesini telkin etmesi onların şikayetlerini nasıl etkiler?
Çocuğun sürekli tuvalete gitmesinin hatırlatılması onu duygusal olarak ve tuvalete gitme konusunda direnç göstermesine sebep olabilir. Ek olarak çocuğun korku duyduğu görülüyorsa, bir süreliğine onun daha rahatlatılması ve belki de biraz serbest bırakılması uygun olabilir. Böyle bir direnç yok ama ebeveynlerine karşı olumsuz tavır sergiliyorsa, anne-babalar, belli bir süre içersinde tekrarlamak yerine, çocuğa destek olmalı ve sabır göstermelidirler.