Prematür Ejakülasyon (Erken Boşalma)

Prematür Ejakülasyon (Erken Boşalma)

Nedir, Ne kadar yaygındır?

Erken boşalma, bir diğer adıyla prematür ejakülasyon erkekler arasında en sık görülen cinsel disfonksiyondur. Her üç erkekten birinde gözlenen bu sorunda hem psikolojik hem fizyolojik faktörler etkilidir. Sağlıklı ejakülasyon süresi kişiden kişiye değişiklik göstermektedir. Eğer her zaman ya da çoğu zaman ejakülayson (boşalma) geciktirilemiyor, penetrasyon sonrası istenen süreden kısa sürede ejakülasyon gerçekleşiyorsa ve bu durumdan dolayı bireyin cinsel birliktelikten kaçınması söz konusuysa kişiye erken boşalma tanısı konmaktadır. Çok sık olmaması durumunda tanı konulmaz.  Çoğu birey bunu bir utanç kaynağı olarak görüp, bir sağlık profesyoneline başvurmakta gecikir. Bu durum bireylerin hayat kalitesini ciddi oranda etkiler. Prematür ejakülasyon iki grupta incelenmektedir.

  • Yaşam Boyu Prematür Ejakülasyon: İlk cinsel birliktelikten itibaren gözlenen tipidir. Partner farketmeksizin her ilişkide gözlenmektedir. Genellikle fizyolojik kaynaklıdır.
  • Kazanılmış Prematür Ejakülasyon: Şikayetler sonradan gelişmektedir. Bireyin geçmişinde sağlıklı ejakülasyon vardır. Fizyolojik ya da psikolojik kaynaklı olabilmektedir.
  • Doğal Değişken Prematür Ejakülasyon: Bireyin devamlı değil, ara ara erken boşalma yaşamasıdır. Genellikle farklı durumlarla beraber gözlenir. Çoğunlukla psikolojiktir.

Prematür ejakülasyonun net bir sebebi yoktur. Genellikle psikolojik veya fizyolojik sebeplerden gözlenir.

  • Hormonal sorunlar
  • Stres-Anksiyete
  • Sertleşme (ereksiyon) problemleri
  • İlişkiyle bağlantılı duygusal problemler
  • Kalp sorunları
  • Diyabet
  • Prostat enfeksiyonu
  • Sigara kullanımı
  • Azalan cinsel istek

En önemli belirtisi penetrasyon sonrası ejakülasyonun istenen süreden kısa sürede gerçekleşmesidir.

  • danışan hikayesi: Bireyin kalıtımsal geçmişi, cinsel işlev öyküsü alımı, ilaç öyküsü ve psikososyal öykü tanıda büyük önem taşımakta olup tedavinin seyrini belirler.
  • Fizik Muayene: Bireyde anatomik bir sorun olup olmadığını, prostat vb tetikleyici faktörler olup olmadığını belirlemek için fizik muayene, uzman tarafından yapılabilir.
  • Laboratuvar Testleri: Uzman hekimin uygun gördüğü/ihtiyaç duyduğu durumda bir takım laboratuvar testlerine de başvurulabilir.
  • Psikolojik Destek: Psikolojik tedavi, erektil disfonksiyonu yönetmek için önemli bir yardımcıdır. Şayet hekim prostat cerrahisi sonrası oluşan disfonksiyonun yanı sıra psikolojik kökenli bir problem saptar ise psikolojik destek almayı önerebilir.
  • Pelvik Taban Rehabilitasyonu: Pelvik taban kasları erektil fonksiyonda büyük rol oynar. Çok sıkı ve kronik olarak kısa olan pelvik taban kasları, penisin şaftına kan akışını kısıtlar ve penise duyu sağlayan sinirlere baskı yapar. Gevşeme özelliği olan kaslar bir ereksiyon sağlamak için devreye girmez ve boşalma sırasında kasılmayı zayıflatabilir. Pelvik taban rehabilitasyonunda erektil disfonksiyonun çözülmesine yardımcı olmak için manuel teknikler, egzersiz programları, diyet ve aktivite değişiklikleri ve eğitim programları kullanılır. Bağ dokusu manipülasyonu adı verilen bir teknik, karın, iç uyluk, kasık, kalça ve bel dahil olmak üzere pelvisi çevreleyen alanlarda bağ dokusu kısıtlamalarını gevşetir. Pelvik taban kaslarının manuel olarak serbest bırakılması kas gerginliğini hafifletmeye yardımcı olabilir. Pelvik taban kasları için uygulanan spesifik egzersizler kasları güçlendirir ve optimal işlevi geri kazandırmaya yardımcı olur. Günlük aktivitelerin organize edilmesi, diyet ve eğitim gibi yaşam tarzı değişiklikleri, erektil disfonksiyonun altında yatan nedenlerin ele alınmasına yardımcı olabilir. Bir takım elektroterapi modalitelerinden de destek alınabilir.
  • İlaç Tedavisi: Bir takım antidepresan ve analjezik kullanımı, erektil disfonksiyonlarda da tercih edilmekte olup, uzun dönem çözüm değildir.

Öncelikli olarak şubelerimize başvuran her danışanımızdan alanında uzman ve tecrübeli bir ekip tarafından ayrıntılı bir hikâye alımı ve fizik muayene gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda danışanlarımızın pelvik taban kaslarının kuvveti ve işleyiş mekanizmaları pelvik taban fizyoterapistlerimiz tarafından değerlendirilmektedir.

Bunun yanı sıra danışanımızın pelvik taban kasları ile bağlantılı olan core kaslarını, solunum kaslarını ve postürlerini de değerlendirip kişiye özgü tedavi programımızı hazırlıyoruz.

Pelvik taban fizyoterapistleri tarafından uygulanan ilk seansımızda danışanlarımıza pelvik taban sağlığı hakkında eğitim veriyoruz. Eğitim seansı içerisinde günlük yaşam alışkanlıkları, tuvalet alışkanlıkları, beslenme alışkanlıkları ve de izlenecek olan yol haritası hakkında bilgilendirmeler ve düzenlemeler yer almaktadır. Takiben ikinci seansımızda ise yine pelvik taban fizyoterapistlerimiz tarafından uygulanan pelvik taban kas rehabilitasyonuna başlıyoruz.

Uyguladığımız pelvik taban kas rehabilitasyon seanslarında solunum egzersizleri, manuel terapi yaklaşımları, elektroterapi uygulamaları, biofeedback eşlikli pelvik taban kas eğitimi ve klinik egzersiz yaklaşımlarını kullanıyoruz. Danışanımızın pelvik taban kaslarını fark etmesi ve doğru çalıştırabilmesi için birebir kas eğitimini desteklemek amacıyla teknolojik ekipmanları iyileşme sürecine dahil ediyoruz.

Sürecin gidişatı, kişinin ihtiyacına yönelik olarak şekillenmekle birlikte danışanın kaç seans alacağı ve seansların ne kadar uzun süreceği danışanın sürece olan cevabının durumuna göre değişmektedir. Rehabilitasyon merkezli süreçlerimizin “kişiye özel” olmasına çok önem veriyor o nedenle her danışanımıza özel bir yaklaşım sunuyoruz. İyileşmede başarı oranlarımızın bu denli yüksek ve kalıcı olmasını da bütüncül yaklaşım anlayışımıza borçluyuz.

Cinsel işlev bozukluğu ilişkilere zarar verebilmektedir. Uzman hekimi danışmak, bir evliliği veya ilişkiyi kurtarmada çok önemli olabilmektedir. Utanılacak bir durum olmadığını hatırlamak önemlidir.