İşeme ve Bağırsak Disfonksiyonları

İşeme ve Bağırsak Disfonksiyonları

Nedir, Ne kadar yaygındır?

Menopoz, bir kadının hayatındaki bir değişim zamanıdır.

Birçok kadının fark edebileceği değişikliklerden biri, mesanesini ve/veya bağırsağını kontrol etmekte güçlük çekmesidir. Menopoz başlangıcı, tıpkı vücudunuzdaki diğer kaslar gibi pelvik taban kaslarının (idrar ve dışkının tutulmasını ve boşaltılmasını sağlayan kaslar) zayıflamasına ve fonksiyonlarının bozulmasına neden olabilir. Pelvik organları destekleyen bu kasların zayıflaması pelvik taban sorunlarının oluşmasına neden olabilir.  Türk kadınlarında menopoza bağlı pelvik taban disfonksiyonlarının yaşanma sıklığı ortalama %26,2-%45,6 olmakla birlikte %75'e kadar da çıkabilmektedir.

Menopozla birlikte mesane ve bağırsak problemlerinin yaşanmasındaki en temel nedenler:

  • Östrojen ve progesteron oranlarının düşmesi (Hormonal değişiklikler)
  • Pelvik taban kaslarının elastik yapısını kaybetmesi
  • Mesane ve üretrada meydana gelen bağ dokusu değişiklikleri
  • Kuvvet ve dayanıklılığını kaybeden pelvik taban kasları
  • Pelvik taban kas kütlesinin azalması
  • Bağırsak hareketliliğinin azalması
  • Kilo alımı
  • Eşlik eden kronik rahatsızlıklar (diyabet, KOAH vb.)
  • Geçirilen pelvik cerrahiler (ör. histerektomi)
  • Doğumsal pelvik travmalar
  • İdrara çıkma sıklığında artış
  • Aniden idrara sıkışma ve aciliyet hissi
  • Öksürürken, hapşırırken, gülerken, zıplarken, ağırlık kaldırırken, egzersiz yaparken idrar kaçırma (link)
  • Tuvalete yetişmeye çalışırken idrar kaçırma
  • Sık geçirilen idrar yolu enfeksiyonları, sistit atakları
  • Vajen çevresinde hissedilen ağırlık hissi (yumurta şeklinde yumru hissi)- Özellikle uzun yürüyüşler sonrası, yorgunluk sonrası (link)
  • Cinsel ilişki sırasında ağrı
  • Kabızlık – dışkılama sıklığında azalma, zor dışkılama hissi (link)
  • Dışkı kaçırma
  • Yetersiz dışkılama hissi ve dışkılama esnasında elle boşaltımı kolaylaştırma ihtiyacı

Belirtilerden en az biri olabileceği gibi birden fazlası da ortaya çıkabilmektedir.

Bireylere en etkin, zararsız ve sağlık sistemine yük olmadan en uygun iyileşme yöntemini verebilmek için detaylı ve doğru bir değerlendirmenin yapılması gereklidir.

Üİ kişilerin değerlendirmesi bu konuda yeterli bilgi ve beceriye sahip multidisipliner bir ekip çalışmasıyla sağlanır. Değerlendirmede;

  • Anamnez: Daha önceki/ ameliyatlar, işeme durumu, şikayetleri (dizüri, tekrarlayan enfeksiyonlar, nokturi, inkontinans, aciliyet hissi ve / veya frequency) ve ilaçlar dahil tam bir öykü alınmalıdır. Bireyin semptomları arttırıcı aktiviteleri detaylıca sorgulanmalıdır.
  • Stres Testi: Valsalva manevrası ile idrar kaçırmayı tespit etmektir. Mesane dolu iken litotomi pozisyonunda ve ayakta iken dikkatli bir şekilde yapılmalıdır.
  • Ped Testi: Bu testin farklı prosedürleri bulunabilir. Sıklıkla Evde 24 saat boyunca emici pedler takılır daha sonrasında idrarın hacmini belirlemek için kullanımdan sonra ped tartılır.
  • Mesane- Bağırsak Günlüğü: Kişilerden hikaye  alırken 48 saatlik bir mesane günlüğü tutması istenir. İdrar günlüğünde birey aldığı-çıkarttığı sıvı miktarını ve frekansını iki gün boyunca kaydeder.
  • İdrar Tahlili: Test ile idrar örneğinde enfeksiyon belirtileri olup olmadığını kontrol edilir. İdrar tahlili, idrar yolu enfeksiyonunu (İYE) veya idrarda kan (hematüri) olup olmadığını belirlemeye yardımcı olabilir. Bu işaretler varsa farklı bir sorunu gösterebilir.
  • Üroflovmetri: İdrar akış hızı, detrusor kasılma kuvveti ve üretral direncin görülmesini sağlar. Sonrasında PVR değerlendirmesi kıymetlidir.
  • Ultrason: Pelvik bölge veya abdominal ultrason mesane, böbrek ve diğer organların sağlığını değerlendirir. Kabızlık görülen bireylerde sıklıkla gördüğümüz artan rektum çapını değerlendirmek adına ultrason da tanı için kullanılan tetkikler arasında geçmektedir.
  • Kolonoskopi: Bağırsakta şüphelenilen farklı anomalilerin detaylı incelemesi için kolonoskopi de başvurulabilen tetkiklerdendir.
  • Sistoskopi: Bu test ile, mesane ve üretradaki tıkanıklıkları veya herhangi bir anormalliği aramak için mesaneye yerleştirilen bir madde kullanılır.
  • Kas Aktivasyonu ve Kas Kuvveti Ölçümleri: Pelvik taban kas (PTK) aktivasyonu ve gücünü objektif olarak değerlendirmek amacıyla kullanılan birtakım testlemeler mevcuttur. Pelvik taban kaslarının kontraksiyonu ve gevşeme yeteneği hakkında sağlık profesyonellerine fikir verir.

Mesane ve bağırsak kontrolünün sağlanmasına destek oluşturabilecek temel bazı teknikler bulunmaktadır:

  • Beslenme alışkanlığı düzenlemeleri: Kabızlığı önlemek için diyet lifi açısından zengin sağlıklı bir diyet programı oluşturmak önemlidir. Bu anlamda, lif kaynağı açısından zengin meyve, sebze ve tahıllı besin tüketimine özen gösterilmelidir. Lif tüketimini arttırırken su tüketimine de dikkat edilmelidir. Tek başına artırılan lif tüketimi kabızlığı arttırabilir o neden yaşa ve kiloya uygun su tüketimi oldukça değerlidir. Kronikleşen kabızlık problemlerinde mutlaka ilgili branş hekimine müracaat edilmelidir. Çözümlenmeyen kabızlık problemleri pelvik taban sağlığını kötü etkileyerek şikayetlerin artmasına neden olmaktadır.
  • Su tüketimi düzenlemeleri: Doktorunuz tarafından aksi önerilmedikçe mesane iritasyonunu önlemek ve bağırsağın hareketliliğini arttırmak adına her gün yaklaşık 1,5-2 litre su tüketilmesi mesane ve bağırsak sağlığı için önemlidir. Sıcak havalarda ve egzersiz yaparken su tüketimini arttırılmasına dikkat edilmelidir. Mesaneyi rahatsız eden kafein, asitli içecekler ve asidik meyve sularından uzak durulmalıdır.
  • Tuvalet alışkanlıklarının düzenlemesi: Mesane ve bağırsak rutinlerinin oluşması için düzenli tuvalet saatleri oluşturulmalıdır. Şayet mesanenin boşaltılmasında zorluk yaşanıyorsa, pelvik taban fizyoterapistlerince öğretilen doğru boşaltım teknikleri ile sağlıklı boşaltım sağlanmalıdır. Böylece tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonlarının ve sistit ataklarının önüne geçilebilmektedir.
  • Günlük yaşam değişiklikleri
  • Pelvik taban egzersizleri: Menopoz ile pelvik taban kaslarının kuvveti azalmaktadır. O nedenle güçsüzleşen kasların yeniden görevlerini yerine getirebilmeleri için bir takım özel egzersizlerle desteklenmesi semptomların ortadan kalkmasına yardımcı olacaktır. Pelvik taban egzersizlerinin çeşitliliği ve zorluk derecesi kişiden kişiye değişmekle birlikte mutlaka pelvik taban fizyoterapistlerinin önderliğinde yapılmalıdır. Yanlış yapılan egzersizler çoğu zaman şikayetleri arttırarak kişinin yaşam kalitesini düşürmektedir o nedenle uzman bir ekiple çalışmak oldukça değerli olacaktır.
  • Nöromodülasyon: Menopoz sonrası idrar kaçırma, pelvik organ sarkmaları, kabızlık ve pelvik ağrı gibi ürogenital semptomlar yaşanabilmektedir. Bu durumlar, yumurtalık hormonu salgılanmasının azalması ve otonom sistemdeki değişiklikler nedeniyle olur. Mesane-bağırsak sağlığı ve ağrı yönetimi için, sinir sisteminin terapötik elektriksel uyarımı, semptomların azalmasını sağlayarak iyileşmeyi de hızlandırmaktadır. Elektrik stimülasyon uygulamaları intravajinal (vajen içerisinden), sakral bölgeden (bel bölgesi) ve/veya posterior tibial sinir (ayak altından) üzerinden yapılmaktadır. Uygulama esnasında ağrı veya acı hissi oluşmamaktadır.
  • İlaç Kullanımı: Krem ve vajinal fitiller halinde sunulan östrojen uygulamaları, menopoz sırasında karşılaşılan ürojinekolojik problemlerin önüne geçilmesinde kullanılabilir. Ancak hormon uygulamaları her bireye uygun olmamasıyla beraber mutlaka en uygun yaklaşım için ilgili hekime başvurulmalıdır.
  • Cerrahiler: İlgili hekim tarafından idrar kaçırmanın çeşidi ve ciddiyeti belirlendikten sonra cerrahi yaklaşım yöntemleri  kişilere sunulabilmektedir. Şikâyetin ciddiyetine göre değişmekle birlikte, cerrahi kararından önce pelvik taban rehabilitasyonu, yaşam değişiklikleri ve nöromodülasyon gibi alternatif  yaklaşımlarının denenmesi değerli olacaktır.

Öncelikli olarak şubelerimize başvuran her danışanımızdan alanında uzman ve tecrübeli bir ekip tarafından ayrıntılı bir hikâye alımı ve fizik muayene gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda danışanlarımızın pelvik taban kaslarının kuvveti ve işleyiş mekanizmaları pelvik taban fizyoterapistlerimiz tarafından değerlendirilmektedir.

Bunun yanı sıra danışanımızın pelvik taban kasları ile bağlantılı olan core kaslarını, solunum kaslarını ve postürlerini de değerlendirip kişiye özgü egzersiz programımızı hazırlıyoruz.

Pelvik taban fizyoterapistleri tarafından uygulanan ilk seansımızda danışanlarımıza pelvik taban sağlığı hakkında eğitim veriyoruz. Eğitim seansı içerisinde günlük yaşam alışkanlıkları, tuvalet alışkanlıkları, beslenme alışkanlıkları ve de izlenecek olan yol haritası hakkında bilgilendirmeler ve düzenlemeler yer almaktadır. Takiben ikinci seansımızda ise yine pelvik taban fizyoterapistlerimiz tarafından uygulanan pelvik taban kas rehabilitasyonuna başlıyoruz. Uyguladığımız pelvik taban kas rehabilitasyon seanslarında solunum egzersizleri, manuel terapi yaklaşımları, elektroterapi uygulamaları, biofeedback eşlikli pelvik taban kas eğitimi ve klinik egzersiz yaklaşımlarından oluşan kombine fizyoterapi yaklaşımlarını kullanıyoruz. Danışanımızın pelvik taban kaslarını fark etmesi ve doğru çalıştırabilmesi için birebir kas eğitimini desteklemek amacıyla teknolojik ekipmanları seanslarımıza dahil ediyoruz.

Seansların gidişatı, kişinin ihtiyacına yönelik olarak şekillenmekle birlikte danışanın kaç seans alacağı ve seansların ne kadar uzun süreceği danışanın sürece olan cevabının durumuna göre değişmektedir. Rehabilitasyon merkezli yaklaşımımızın “kişiye özel” olmasına çok önem veriyor o nedenle her danışanımıza özel bir yaklaşım sunuyoruz. Başarı oranlarımızın bu denli yüksek ve kalıcı olmasını da bütüncül yaklaşım anlayışımıza borçluyuz.

Erken menopoz döneminde müdahale edilmeyen pelvik taban problemleri ilerleyen yaşlarla birlikte semptomların artmasına ve süreçten alınacak olan başarı oranının azalmasına neden olabilmektedir. Bir başka deyişle, damla damla dahi olsa, idrar kaçırma şikâyeti müdahale edilmez veya ertelenir ise ilerleyen yıllarda dışkı kaçırmaya kadar giden bir probleme neden olabilmektedir. Aynı zamanda bu durumlar kadınların sosyal hayata katılımını engelleyerek sosyal izolasyona gitmelerine ve ruhsal sağlıklarının olumsuz etkilenmesine neden olabilmektedir.