Multiple Skleroz (MS)

Multiple Skleroz (MS)

Nedir, Ne kadar yaygındır?

Multiple Skleroz (MS); genç erişkinlerde merkezi sinir sistemini oluşturan, vücudumuzdaki istemli ve istemsiz yaptığımız her şeyi kontrol eden ve yöneten beyni, omuriliği, sinir sistemimizi etkileyen otoimmün bir rahatsızlık olarak kabul edilmektedir.

Avrupa ve ABD’de görülme sıklığı 1000 genç yetişkinde 1 iken bu oran Türkiye’de 1000 genç yetişkinde 0,4-1 olarak gözlenmiştir. Kadınlarda erkeklerden 2-3 kat daha fazla görülmektedir.

MS her yaşta görülse de Türkiye’de MS başlangıç yaşının yaklaşık 30 olduğu bildirilmektedir. Danışanların çoğunda 10-30 yıllık bir süre içinde ciddi ve geri dönüşü olmayan nörolojik sonuçlar doğurmaktadır.

Kesin nedeni bilinmemekle beraber bağışıklık sistemimizin merkezi sinir sistemimize saldırması sonucu bir ip gibi uzanan sinir liflerimizin etrafını saran kılıfta hasar meydana getirerek beyin ile diğer vücut bölümleri arasındaki bağlantıyı bozar.

Her rahatsızlıkta olduğu gibi genetik faktörler ve çevresel etmenler etkilidir. D vitamini eksikliği, sigara tüketimi ve obezite ise MS’te risk faktörü olarak rol oynamakta olduğu söylenmektedir.

Gövde ve uzuvlarda ağrı, uyuşukluk, yanma ve karıncalanma gibi belirtiler ilk belirtilerdir.

Nörolojik problemlere bağlı olarak motor semptomlar dediğimiz bacaklarda tutulum ve yürüme paterninde bozulmalar, denge ve koordinasyon eksikliği, kas zayıflığı, spastisite dediğimiz kas tonusunda artış ve buna bağlı ağrı, derin tendon reflekslerinde artış, dokunma duyusunda artma ya da azalma gözlemleriz.

Şiddetli yorgunluk, bulanık görme, bir takım konuşma problemleri de bu rahatsızlığa eşlik edebilir.

MS’te göz ardı edilen bir diğer konu ise mesane ve bağırsak problemleridir. MS’li danışanların %80’inden fazlası alt üriner sistem bozukluğu semptomlarını gösterir ve rahatsızlık süresi 10 yılı geçen danışanların %96’dan fazlasında ürolojik bulgular vardır. Alt üriner sistem semptomları; urgency (aciliyet hissi), sık idrara çıkma, inkontinans (idrar kaçıma) ve tam boşaltamama hissi gibi mesane kasına ve mesane çıkışındaki kapakçığın durumuna göre farklı şekillerde gözlenir.

Bağırsak semptomları ise; konstipasyon (kabızlık) ve fekal inkontinanstır (kaka kaçırma).

MS’te tanı koymak için beyin MR incelemesi en etkili yöntemdir. Bunun dışında lomber ponksiyon (belden beyin omurilik sıvısı alma işlemi) işlemi de tanıya yardımcı bir yöntemdir.

Mesane ve bağırsağa bağlı olarak gelişen pelvik taban problemlerinin değerlendirilmesi bu konuda yeterli bilgi ve beceriye sahip multidisipliner bir ekip çalışmasıyla sağlanır. Değerlendirmede;

  • Anamnez: Daha önceki/ ameliyatlar, işeme durumu, şikayetleri (dizüri, tekrarlayan enfeksiyonlar, nokturi, inkontinans, aciliyet hissi ve / veya frequency) ve ilaçlar dahil tam bir öykü alınmalıdır. Nörolojik muayene, bozukluğa katkıda bulunabilecek nörolojik koşulların olup olmadığını belirlemek için zihinsel durumu, refleksler, kas gücü ve duyu (sakral dermatomlar dahil) değerlendirilmelidir. Spinal kord yaralanmalı danışanlarda, spinal lezyonun motor seviyesi, kesi durumu, ekstremite tonusu, rektal duyu / tonus ve reflekslere bakılmalıdır.
  • Laboratuar tetkikleri: Tam idrar tahlili, idrar kültürü ve duyarlılık, serum kreatinin ve kreatinin klirensini içermelidir. Postvoid rezidüel (PVR) yi değerlendirmek mesanenin tam boşaltılabilme yeteneği hakkında fikir sağlar. Üriner fonksiyonu değerlendirmek için ürodinamik değerlendirme (üroflovmetri, mesane sistometrogramı / elektromiyogram (CMG / EMG) değerlendirilmelidir.
  • Üroflovmetri: İdrar akış hızı, detrusor kasılma kuvveti ve üretral direncin görülmesini sağlar. Sonrasında PVR değerlendirmesi kıymetlidir.
  • Sistometri: Mesane sistometrisi mesanenin hacminin, kompliansı ve duyusunun değerlendirilmesi yanı sıra un-inhibe mesane aktivitesinin mevcut olup olmadığını gösterir.
  • Mesane ve Bağırsak Günlüğü: Bireyden hikaye alırken 48 saatlik bir mesane günlüğü tutması istenir. İdrar günlüğünde kişi aldığı-çıkarttığı sıvı miktarını ve frekansını iki gün boyunca kaydeder. Eğer TAK kullanıyorsa TAK’tan çıkan sıvı miktarlarını da kaydetmeleri istenir. Aynı şekilde dışkılar için de Bristol Dışkı Ölçeğine göre 7 günlük bir değerlendirme ile dışkı tipi/ dışkı kaçırması var ise şekli hakkında fikir günlük fikir verir.
  • Kas Aktivasyonu ve Kas Kuvveti Ölçümleri: Pelvik taban kas (PTK) aktivasyonu ve gücünü objektif olarak değerlendirmek amacıyla kullanılan birtakım testlemeler mevcuttur. Pelvik taban kaslarının kontraksiyonu ve gevşeme yeteneği hakkında sağlık profesyonellerine fikir verir.

Aşağıdaki sorulardan herhangi birine evet cevabı verirseniz, pelvik taban fizyoterapistine yönlendirilmeniz gerekebilir.

  1. Hiç idrar veya dışkı da sızıntısı oldu mu?
  2. İdrar ya da dışkılama ile ilgili ağrınız var mı, kabızlık çekiyor musunuz?
  3. İdrar yapma veya dışkı yapma dürtüsünü erteleyebilir misiniz? Cevabınız evet ise süresi nedir?
  4. Tuvalete gitmek için oturduğunuzda, idrara çıkma veya dışkılamayı başlatmakta tereddüt ediyor musunuz?
  5. Mesanenizi ve bağırsaklarınızı tam boşaltamama hissine kapılıyor musunuz?
  6. İdrar ya da dışkılama ile ilgili ağrınız var mı?
  • İlaç: Bunlar antikolinerjik ilaçlardır. Mesane kasının aşırı aktivitesinin baskılanması ve mesane kapasitesinin artırılması için önerilir.
  • Temiz Aralıklı Kateterizasyon (TAK): Çeşitli nedenlerle idrarını yapamayan ya da idrarını kontrol edemeyen nörolojik danışanlarda mesanedeki idrarın boşaltımı için üretradan mesaneye sokulabilen ince esnek tüplerdir.
  • Botulinum A Toksin Enjeksiyonu: Israrcı aşırı aktif mesane probleminde intravezikal yolla uygulanan bir ajandır. Mesane aktivitesini artıran kasları bir süreliğine etkisiz bırakarak müdahale etmeyi amaçlar.
  • Cerrahi Tedavi: Uygulanan diğer yaklaşımlardan fayda görmeyen nörolojik danışanlarda mesane kapasitesini artırmak, mesane çıkışını rahatlatmak ya da inkontinansı düzeltmek için çeşitli cerrahiler önerilmektedir.
  • Davranışsal Terapiler: Yaşam stili değişiklikleri ve doğru tuvalet pozisyonu fizyoterapi ve rehabilitasyon yaklaşımlarına ek olarak önerilmektedir.

Yeterli ve gün içine yayılarak alınan sıvı tüketimi, mesaneye zararlı bazı yiyecek ve içeceklerin tüketilmemesi gibi değişiklikler faydalı olacaktır.

Bireyin yetersizlik durumuna göre ayarlanacak olan taşınabilir tuvalet gibi uygun tuvalet ortamı yaşam stili değişikliğine yardımcı olacaktır.

Öncelikli olarak şubelerimize başvuran her danışanımızdan alanında uzman ve tecrübeli bir ekip tarafından ayrıntılı bir hikâye alımı ve fizik muayene gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda danışanlarımızın pelvik taban kaslarının kuvveti ve işleyiş mekanizmaları pelvik taban fizyoterapistlerimiz tarafından değerlendirilmektedir.

Bunun yanı sıra danışanımızın pelvik taban kasları ile bağlantılı olan core kaslarını, solunum kaslarını ve postürlerini de değerlendirip kişiye özgü egzersiz programımızı hazırlıyoruz.

Pelvik taban fizyoterapistleri tarafından uygulanan ilk seansımızda danışanlarımıza pelvik taban sağlığı hakkında eğitim veriyoruz. Eğitim seansı içerisinde günlük yaşam alışkanlıkları, tuvalet alışkanlıkları, beslenme alışkanlıkları ve de izlenecek olan yol haritası hakkında bilgilendirmeler ve düzenlemeler yer almaktadır. Takiben ikinci seansımızda ise yine pelvik taban fizyoterapistlerimiz tarafından uygulanan pelvik taban kas rehabilitasyonuna başlıyoruz. Uyguladığımız pelvik taban kas rehabilitasyon seanslarında solunum egzersizleri, manuel terapi yaklaşımları, elektroterapi uygulamaları, biofeedback eşlikli pelvik taban kas eğitimi ve klinik egzersiz yaklaşımlarından oluşan kombine fizyoterapi yaklaşımlarını kullanıyoruz. Danışanımızın pelvik taban kaslarını fark etmesi ve doğru çalıştırabilmesi için birebir kas eğitimini desteklemek amacıyla teknolojik ekipmanları seanslarımıza dahil ediyoruz.

Seansların gidişatı, kişinin ihtiyacına yönelik olarak şekillenmekle birlikte danışanın kaç seans alacağı ve seansların ne kadar uzun süreceği danışanın sürece olan cevabının durumuna göre değişmektedir. Rehabilitasyon merkezli yaklaşımımızın “kişiye özel” olmasına çok önem veriyor o nedenle her danışanımıza özel bir yaklaşım sunuyoruz. Başarı oranlarımızın bu denli yüksek ve kalıcı olmasını da bütüncül yaklaşım anlayışımıza borçluyuz.

MS’e bağlı olarak gelişen mesane ve bağırsak problemleri müdahale edilmezse mesanenin tam boşaltılamamasına bağlı olarak idrar yolu enfeksiyonları gelişir. Mesanede kalan idrar geri kaçarak böbrek ve diğer üst üriner sistem hasarlarına yol açarak geri dönülemez sonuçlar doğurur.

Kişinin sürekli idrar veya dışkı kaçırması sosyalleşmesi için de engel oluşturacaktır. Bu durum toplum içinde özgüven eksikliği yaratabileceği gibi psikolojik bozukluklara yol açabilir. Sağlık harcamalarını artırarak ekonomik olarak da kayıplara neden olacaktır.

Multiple sklerozda mesane problemi yaşanır mı?

Sinir sisteminin etkilenimine bağlı olarak mesane bağırsak ve pelvik tabana giden sinirler de etkilenebiliyor. Biz bu etkilenime kısaca nörojen mesane diyoruz. Nörojen mesane idrarı depolama, boşaltma esnasında karşılaşılan problemlerin sinir sistemi etkilenimine bağlı gelişen bir durumudur. Hastalığın seyrine bağlı olarak mesanedeki problem ve idrar yapma esansındaki problemler de değişebilmektedir.

Multiple sklerozda ürolojik bulgular nelerdir?

MS’li danışanların %80’inden fazlası alt üriner sistem bozukluğu semptomlarını gösterdiği bilinmektedir. Alt üriner sistem semptomları; urgency (aciliyet hissi), sık idrara çıkma, inkontinans (idrar kaçıma) ve tam boşaltamama hissi gibi sıralanabilir.

Mesane kası ve mesane çıkışındaki kapakçığın koordinasyonunun bozularak aşırı bir aktivite gösterebilir. Bu durumda mesane hacmi küçülebilir ve idrarı depolamada zorluk yaşanır. İdrar kaçırma olabilir. Bazen de boşaltım yapıldığı halde hala mesanede idrar kalarak tam boşaltım sağlanamayabilir.

Multiple sklerozda bağırsak problemleri nedir?

Multiple sklerozda bağırsağa gelen sinirlerde etkilenim olacağı için bağırsak hareketlerinde yavaşlık görülebilmektedir. Artan hareketsizlik ile bu durum daha da kötüleşerek kabızlık yaşanmasına neden olmaktadır. Pelvik taban kaslarının etkilenmesi sonucu fonksiyonunu kaybederek dışkı kaçırma ile de karşılaşılması olasıdır.

Multiple sklerozda TAK kullanmak zorunlu mu?

Nörojen mesaneye sahip bireyler üriner sistem bozuklukları açısından her zaman risk altındadırlar. Mesane çalışmasını etkileyen durumlar idrar yapmada zorluk ve mesanede idrar kalmasına neden olur bu da enfeksiyonlara açık hale gelmelerine yol açar. Oluşacak problemleri önlemek amacıyla ihtiyaç duyulan bireylerde TAK eğitiminin verilmesi önemli bir kriter olacaktır. TAK kullanmanın amacı mesane ve böbrekleri koruyarak daha büyük sorunların yaşanmasını önlemektir.

Multiple sklerozda pelvik taban kas rehabilitasyonunun hedefleri nelerdir?

Nörojen mesane grubunda sebep ne olursa olsun tam bir iyileşme beklemek kişinin sürece olan yanıtına bağlı olarak değişecektir. Multiple skleroz bir sürü türü olan ve bazen de ilerleyici olan bir rahatsızlıktır. Pelvik taban terapistlerinin en önemli amacı danışanın bize gelmeden önceki durumundan daha iyi bir hale gelmesidir.

Yakın ve uzak dönem hedeflerimiz:

  • Semptomlarda azalma olması
  • Yaşam kalitesinin artması
  • Mesanede idrar tutma kapasitesini artırmak
  • İstemli işemeyi sağlamak
  • Mesanede kalan idrar miktarının azalması
  • TAK’tan çıkan idrar miktarının azalması