İBS (İritabl Bağırsak Sendromu)
Nedir, Ne kadar yaygındır?
İBS, dışkılamayla bağlantılı bağırsak anormallikleri ve kronik karın ağrısı ile karakterize edilen ve hayat kalitesini etkileyen kronik bir gastrointestinal hastalıktır. Spastik kolon, huzursuz bağırsak sendromu gibi isimlerle de tanımlanır. Karın şişliği, şiddetli karın ağrısı, kabızlık ve/veya ishal gibi bulgularla kendini gösterir.
İBS, dışkılama değişiklikleri baz alınarak ishal baskın, kabızlık baskın, kabızlık ve ishalin birlikte görüldüğü olmak üzere 3 alt tipe ayrılır.
Toplumun yaklaşık %15’ini etkileyen yaygın bir hastalıktır. Risk grubu özellikle 45 yaş altıdır ve kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülür. Aynı zamanda antibiyotik kullanımı, iskemik kolit hikayesi, anksiyete, depresyon gibi psikiyatrik sorunlar da önemli risk faktörlerindendir.
İBS’ nin nedenlerini kesin olarak belirtmek mümkün olmasa da gelişmesinde birçok faktörün rol oynadığı söylenebilir. Yapılan çalışmalarda IBS’ si olan bireylerde kalın bağırsak hareketlerinde anormallik gözlemlenmiştir. Bu hareketler sonucunda bireyde gaz, karın ağrısı, şişkinlik gibi sorunlar belirebilir ve kabızlık/ishal gibi durumlar meydana gelebilir. Beyin ve bağırsak arasındaki sinir iletiminde meydana gelen iletim bozuklukları, bağırsak hareketlerinin bozulmasına sebep olabilir.
Bazı bireylerdeki bağırsak duvarının ekstra hassas olması sebebiyle normal miktardaki dışkı bu hassasiyete bağlı olarak şiddetli ağrı ve bağırsaklarda gerginliğe sebep olabilir.
İnce ve kalın bağırsakta meydana gelen bazı enfeksiyonlar sonucu bağırsaklardaki bakteri miktarında değişiklikler yaşanabilir. Bu da bağırsak florasını etkileyerek IBS gelişimine sebep olabilir.
İBS’ li bireylerde belirli gıdalara karşı hassasiyetler gelişebilir ve bu hassasiyetler İBS semptomlarını tetikleyerek, bireyi çok rahatsız edebilir.
Stres, duygusal durumlar ve hormonal değişiklikler de bağırsaktaki salgıları ve hareketleri etkiledikleri için IBS’ ye sebep olabilir.
İBS’ nin en tipik belirtilerinden biri dışkılama ile azalan veya artan karın ağrısıdır. Dışkı kıvamında ve dışkılama sıklığında değişiklik görülmeye başlanması ve bu değişimlerle eş zamanlı başlayan karın ağrısı da önemli belirtilerdendir. Bunlar dışında aşağıdakiler de IBS semptomlarındandır:
- Rektal kanama
- Kabızlık
- Gaz ağrıları
- İshal (diyare)
- Gece ağrıları
- Karın şişliği
- Anemi
- İştahsızlık
- Kilo kaybı
- C Reaktif Protein (CRP) yüksekliği
- Hikâye Alımı: İrritabl bağırsak sendromu gibi birçok değişkenin etki ettiği durumlarda detaylı hikâye alımı çok önemlidir. Aile geçmişinden İBS semptomlarını tetikleyici faktörlere kadar tüm detaylar alınmalıdır. İBS' nin alt tipini belirlemek için Bristol Dışkı Skalasının (BSFS) kullanılması gerekir. Danışanlara beslenme rutinleri, önceki ve mevcut ilaç kullanımları sorulmalıdır. Aynı zamanda psikososyal bir değerlendirme de bütüncül bir yaklaşım için çok değerlidir.
- Fizik Muayene: Olası İBS' si olan her hasta, organik hastalıkların fiziksel belirtilerini dışlamak için fizik muayeneden geçmelidir. Abdominal kitle, lenfadenopati veya asit gibi anormal fizik muayene bulguları mevcutsa bunlar ayrıca değerlendirilir.
- Kan Tahlili: İBS’ den şüphelenilen bireylerde ilk taramanın önemli bir parçası olarak kan tahlillerine yer verilmelidir. Tahlillerde CRP gibi kandaki inflamatuar göstergeler kontrol edilmelidir.
- Gaita Tahlili: Dışkıda herhangi bir enfeksiyon veya kanama olup olmadığını tespit etmek için gaita tahlili hekimlerce istenen testler arasında geçmektedir.
- Beslenme düzenini modifiye etmek, yeterli sıvı alımı, lifli gıdalara daha fazla yer verilmesi, intolerans gösterilen gıdalardan kaçınmak İBS semptomlarını azaltmada önemli rol oynamaktadır. Yalnızca beslenmede değil, günlük alışkanlıklarda birtakım değişikliklere gitmek de semptomları kontrol altına almak için gereklidir. Tuvalet pozisyonu ve tuvalet saatlerine özen göstermek modifiye edilecek günlük alışkanlıkların başında gelir.
- İBS tiplerine göre, diyare ya da kabızlık baskın tiplerde dışkılama esnasında pelvik taban kaslarını doğru kullanması, İBS’li bireylerin ek olarak, pelvik taban kas tahribatı kaynaklı sorunlar yaşamaması adına büyük önem taşır. Pelvik taban kas rehabilitasyonuna bireyin pelvik taban kas fonksiyonu göz önünde bulundurularak yer verilebilir. Dışkılama anında gevşemesi beklenen bu kas grubunun fonksiyonunu yerine getirememesi durumunda da dışkı kaçırma, kabızlık, idrar kaçırma gibi durumlar gözlenebilir. Bu durumun önüne geçmek adına pelvik taban kas grubunun eğitimi kalıcı çözüm seçenekleri arasında çok önemli bir basamaktır.
- İBS görülen bireylerin ciddi gıda intoleransları ve gastroinstestinal semptomları olmaktadır. Bu semptomları kontrol altında tutmak adına ilaç kullanımına yer verilmektedir.
- İBS, psikolojik durumlarla da artan semptomların gözlenebildiği bir durumdur. Yapılan çalışmalarda semptomların sıklıkla, psikolojik durumla ilişkilendirilmesinden ötürü, psikoterapi de önerilen yaklaşımlar arasında yer alır.
Öncelikli olarak şubelerimize başvuran her danışanımızdan alanında uzman ve tecrübeli bir ekip tarafından ayrıntılı bir hikâye alımı ve fizik muayene gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda danışanlarımızın pelvik taban kaslarının kuvveti ve işleyiş mekanizmaları pelvik taban fizyoterapistlerimiz tarafından değerlendirilmektedir. Bunun yanı sıra danışanımızın pelvik taban kasları ile bağlantılı olan core kaslarını, solunum kasları ve postürleri de değerlendirip kişiye özgü fizyoterapi programımızı hazırlıyoruz.
Pelvik taban fizyoterapistleri tarafından uygulanan ilk seansımızda danışanlarımıza sağlıklı mesane ve bağırsak eğitimi (üroterapi) veriyoruz. Üroterapi seansı içerinde günlük yaşam alışkanlıkları, tuvalet alışkanlıkları, beslenme alışkanlıkları ve de izlenecek olan yol haritası hakkında bilgilendirmeler ve düzenlemeler yer almaktadır. Uygulamalarımızın bu basamağı İBS’ li bireyler için büyük önem taşımaktadır. Takiben ikinci seansımız da ise yine pelvik taban fizyoterapistlerimiz tarafından uygulanan pelvik taban kas rehabilitasyonuna başlıyoruz. Uyguladığımız pelvik taban kas rehabilitasyon seanslarında solunum egzersizlerini, manuel terapi yaklaşımlarını, elektroterapi uygulamalarını, biofeedback eşlikli pelvik taban kas eğitimini ve klinik egzersizleri yaklaşımlarından oluşan kombine fizyoterapi yaklaşımlarını kullanıyoruz. Danışanımızın pelvik taban kaslarını fark etmesi ve doğru çalıştırabilmesi için birebir kas eğitimini desteklemek amacıyla teknolojik ekipmanları uygulamalarımıza dahil ediyoruz.
Sürecin gidişatı, kişinin ihtiyacına yönelik olarak şekillenmekle birlikte danışanın kaç seans alacağı ve seansların ne kadar uzun süreceği danışanın sürece olan cevabın durumuna göre değişmektedir. Rehabilitasyon merkezli sürecimizin “kişiye özel” olmasına çok önem veriyor o nedenle her danışanımıza özel bir yaklaşım sunuyoruz. Başarı oranlarımızın bu denli yüksek ve kalıcı olmasını da bütüncül yaklaşım anlayışımıza borçluyuz.
İBS, tam anlamıyla çözüm elde edilen bir rahatsızlık olmamakla birlikte, doğru yaklaşımlarla semptomları kontrol altında tutulabilen bir durumdur. İBS tipine göre farklılık gösteren dışkılama tipi uzun vadede pelvik taban disfonksiyonlarına sebep olabilir. Bu sebeple bu süreçte pelvik taban fizyoterapistlerinden destek alınması önerilmektedir.
Ayrıca semptomlar kontrol altına alınmadığı sürece, kişinin hayat kalitesi fazlaca etkilenmektedir. Hayat kalitenizi yükseltmek adına uzmanlardan yardım alınmalıdır.